Liberal Konsey

10.12.2005

Önce usül,sonra esas

Jon elster'in benimde beğendiğim kitabı'nın çevirmeni semih lim...Benim çok yakın dostum Yunus Lim'in amcasının oğlu...O kitabı çoktan kendi çevirmişti...Basacak yayınevi için yıllardır gezdi,ankara'da bir yayıneviyle anlaştım demiş Yunus'a...Bi baktım bizimkiler basmış...Allame dostum Doğan bir bilgi yanlışı yaptı...Elster anti-marxist değildir...Kariyerinin ilk dönemi marksizm sempatizanı bir akademisyendi...diyalektik mantık üzerine araştırmalar yapıyodu,sonra kendini anglo-amerikan dünyada ciddi bir akademik gelenek olan analitik-marxist kampa dahil oldu...Dahiliyetinin manifesto kitabı da Making sense of Marx'tır...Yani bu kitap...Tabii bu geleneğin bildiğimiz anlamda politik-ekonomik sosyalizm olan marxizm imgesiyle alakası yoktur..Türkiye'de hiçe yakın bilinen çok şeyler öğrenebileceğimiz bir akademik gelenektir...Fiili politik-ekonomik gündeme dair bu ekolden bir yazarın bir kitabını biliyorum ben G.A.Cohen-If you're an egalitarian,how come you're so rich,Harvard university press,2000
Bu kitabı okumadım ben ama bu kitabın çok güçlü bir kitap olduğu yazıldı,ABD'de...mesela kendini liberal geleneğe ait gören,liberalizmin her zaman sıkı müdafiiyim diyen thomas nagel "Bu kitabın argümanlarının çoğunluğuna itiraz edemediğimi itiraf ediyorum" diye yazdı...Ben bu kitabı okumadım ama primordial-liberal tarafımla başlığına dair bile güzel bir yazı döşenmek istiyorum...Zaten bu başlığı olan bir kitabın argümanları da çürüktür...hem zaten ben eşitlikçi değilim der,baştan bu kitabın argümanlarından da psikolojik dünyamda kurtulabilirim...

Bakın,okumadığım kitap hakkında ironik dille yürüttüğüm akıl bile LDP ve LDT aracılığıyla liberalleşen ciddi sayıda kişiye temelden bir tenkiddir...Alper'e hep söylediğim şu,daha esas argümanların tartışılabilir olduğu entelektüel olgunluk döneminde bile değiliz...istisnalar hariç tabii...Yanlış zeminde doğru futbol oynanamaz...ya bırak sen zemini-memini nasıl futbol oynuyosun ona bak...İşte alper'in söylediği hep bu...Alper yine bunun sofistike örneği ama benim tanıdığım birçok liberal genç ve yeni-akademisyen tam ortodoks,true believer..

Üstadımız Atilla Yayla savaş konusuyla ilgili enfes yazısında "Kötü araçlar iyi amaçları ifsad eder" diyordu,tezkere geçsin diyen liberalleri uyarırken...Yani usül esastan yeğdir...çoğu zaman usül esası belirler...beyni açık,Popper'in otobiyografisinin enfes ismindeki gibi bitmeyen arayış için,daha iyi,daha doğru ve daha güzel için iz süren insanlardır liberaller...O manada açık fikirli ve makul olmayı söylüyorum ben,bu liberal olmaktır falan demiyorum..bunu bu kadar vurgulamamın nedeni Türkiye özelidir...İngiliz bir liberal olsam,böyle bir cümle hayatta kurmak aklıma gelmez..susarsak su içmeliyiz gibi bir söz bu Britanya fikir dünyası için...

Sonra opem minded olmak alper'in yazdığı gibi değil tabii...open minded person kimdir diye burada açıklayacak mecalim yok valla...Ama mesela close-minded bir kişiye örnek vereyim...Karşıt olduğun fikri okumayı niye bu kadar istiyosun/önemsiyosun gibi bir laf etti bana araştırmacı-yazar bir dostum...Şimdi bu soru kipinde cümlenin neresinden tutacaksın? eskilerin tabiriyle bu arabanın-cümlenin-klaksonundan başka heryerinden ses çıkıyor...

Atilla Yayla da bence kafa yapısı ve mizaç olarak fundamentalist asla değil...Ayrıca müteffekkir özelliği bi yana etik olarak gerçek bir liberal,anarşist ahlaka sahip,güç ve otorite olgularına hakiki nefret duyan biri...Bu yönüyle herkese örnektir...Atilla hoca meselesi daha komplike bir mesele...O konuda ayrı,özenli bir yazı yazmak lazım...

Gençlik içinde sosyalizmin yaygın olması gibi birşey yok...Gençliğin hedonist ve nihilist olduğu gibi bir gerçek varki çok önemli bir bahs-i diğer...Ha bunda geçmiş solcuların büyük payı var...Sol,sosyal-siyasal teori ve politik-iktisat konusunda sefalet içinde...Muhalif kitapların çoğu eğer dünyada "egemenler" varsa onlara göbek attıracak cinsten...En güzel şey sahici olmayan dandik-muhalefettir "egemen güçler" için...Sosyalizan fikirlerin gençliğin ve hatta herkesin zihnine sızdığı alanlar kültür ve medya çalışmaları,sosyal eleştiri ve özellikle sanat(film ve roman) alanları...Ama burda dikkat!!! Burada popüler bir sözcük var sistem-karşıtı...Bu sistem kapitalizm,modernizm,teknoloji v.s herşey olabiliyor...Yani Cari toplumun eleştirisi...Bunlar çok ikna edici...Bunları yapanlar sosyalist falan değil öyle diyenler bile ancak ertuğrul özkök'ün liberal olduğu kadar solcu...Likid kişiler,sistem içinde yer alan,o sistem içinden nemalanan başka hiçbirşey yapamayan şikayetçi insanlar...Sanatta bu böyle...Bilim dünyasında cari modern hayatın eleştirisini yapan solcular da fiili dönüştürücü birşey önermiyor,zaten işleri o değil...Ama bişey diyemezde haldeler sosyal&siyasal&ekonomik olarak..Peki liberaller,bu alanlardan sosyalizan fikirlerin zihne sızmalarını engelleyici bişey mi yapıyorlar? Zaten Türkiyeli liberaller bu alanlara dair asgari bilgilere bile sahip değiller...Bu açıdan gelebilecek sorulara liberallerin diyeceği hiçbirşeydir...Demekki iblis-melun solcu propaganda karşısında liberaller mücadele ed(e)miyor...Alper'in gerekçesi buydu,sol fikirler hala etkili,mücadele etmek lazım...Ha bu gerekçe sıhhatli mi,ayrı soru...sıhhatli olduğunu kabul edelim bir kısım leninist-stalinist propaganda için bu yapılanlar etkili olabilir...Ama sola meyleden çoğunluk gençlik(ki buna özel üniversitelerde dahildir,düşünen gençlerin çoğu hafif sola meyleder,buna islami kanat da dahil,ama bu gerekçelerle,siyasi-iktisadi devletçilik yanlısı oldukları için değil,çoğunluk siyasi-liberaldir ama ekonomide şüphecidir)bu tür çalışmalarla ikna olmaz...Çünkü kafalarındaki sorular bunlar değilidir...60 sonrası yeni-sol gençliğinde soruları siyasal değildi,ekonomik olarak da alternatifleri devletçilik ve planlama değildi,bi alternatifleri yoktu,sahih itirazları vardı,ama nefesleri yoktu,sonra hepsi dağıldılar ve çoğunluğu yuppie oldu...Who made most money diyen adamlar oldular...

Neyse,solcuları boşverelim...Tüm sol yayınlar yenilgi ve loser psikolojisiyle neo-liberal saldırı jargonunu kullanıyor,adamlar zavallı ve çaresiz,ne tehlikesi...Peki Türk liberallerindeki bu sıhhatsiz psikoloji nedendir? egemen ve özgüvenli bir ruhla tefekkür etmek zamanı değil mi?

Hülasa,esas konuları tartışmaktan evvel usül tartışılmalı...En başta söylediğim,Doğan'ın yazısında örneklediği ruh haliyle liberal olunamaz...Bu zeminde top oynanmaz...Maç iptal...Kozlar,argümanlar maçta sıralanır...Önce zemin hallolmalı...

Yalnız BBC konusunu unutmadım,o konuda yazı bekliyorum,Doğandan da yorum bekliyorum...
BBC konusu teori/pratik kitab/hayat dengesiyle ilgili güzel bir konu...

0 Yorumlarz:

Yorum Gönder

<< Home