Liberal Konsey

5.16.2005

Perihan Mağden Radikal'den niye ayrıldı?

Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum da, ben Perihan Mağden'i çok severim. Çok geç keşfetmiş olsam da kendisini, kişisel hayatını Ayşe Arman ekolünü taklit etmeden, duygularını Can Dündar yapmacıklığına kaçmadan ifade ettiği yazılarına tam bir yıldır aralıksız bağımlıydım. Radikal'i de onun için alıyordum denebilir. Ama şimdi ayrılmış.
Yazılarını düzenli takip edenler biliyordur, Mağden bir ara yurt dışına gitti iki haftalığına, sonra döndüğünde iki yazı yazdı. Ama 3.'sünü yazmadı. Neden diye uzun bir süre merak ettim, maalesef istifa ettiğini çok sonra öğrendim. Sebep iddiaya göre şuymuş:
Eskiden Cumhuriyette, şu anda Milliyet'te yazan ve hiç sevmediğim bir yazar olan Ece Temelkuran "Yeni Harman" isimli dergiye verdiği bir röportajında bir kaç kişiyle birlikte Perihan Mağden'e de laf atmış. Mağden bunun üzerine bir yazı yazmış ve isim vermeden Mehmet Y. Yılmaz'a yüklenmiş. Yazıda, Yılmaz'ın Ece Temelkuran'ı parlatıp bu noktalara getirmesini eleştiriyormuş ve bir yerinde de Yılmaz'a "top" demiş. Bunun üzerine yazı basılmamış, İsmet Berkan'ın şehir dışında olduğunu söylediği bu dönemde 5 gün kimse Mağden'i aramayınca, bir gerekçe de gösterilmeyince o da İsmet Berkan'a ve Hanzade Doğan'a gönderdiği istifa mektubuyla gazeteden ayrılmış.
Vatan'daki dünkü köşesinde Tuğçe Baran Mağden için bir vefa yazısı yazmış. Ama olayın seyrine dokunmak istememiş; toptu- değildi, haklıydı-haksızdı polemiğine girmemek için belki, belki de Milliyet'i karşısına almamak için.
Ben birisi için bir gazete yazısında "toptu" demenin fikir özgürlüğü kapsamına girmeyeceğine inanan birisiyim, böyle bir yazının basılmamasını da anlayışla karşılayabilirim. Ama gazete yazarına bunu bir şekilde anlatabilmeli ve onu elinde tutmak için de çaba sarfetmeliydi gibi göründü bana. Bu konuyu çözmeye teşebbüs edilmemiş sanki, ve haberin Doğan yayın grubunda sessizce bile geçmemesi de ayrılışın bir çözüm olarak görüldüğünü gösteriyor. Ama Radikal'in satışına en büyük katkıyı yapan yazar olduğu bir dönemde, kitaplarından birisinin şu anda gösterimdeki bir filmin senaryosuna kaynaklık ettiği, yani popülaritesinin daha da arttığı bir dönemde.
Ve ben bunlardan ötürü her zaman olduğu gibi kızgınım. Kızgınım, çünkü filmde Hülya Avşar'ın başrol oynaması konusunda ne düşündüğünü okuyamıyorum. Kızgınım, çünkü reality show'lara yapılan yegane doğru dürüst sosyolojik eleştirileri, yeni türkleri artık okuyamayacağım. Kızgınım çünkü lavabo kırığı gibi yazılardan kadın psikolojisinin kadınların bile bilmediği yönlerini okuyamayacağım, Nurcan Taylan'ı veya Süreyya Ayhan'ı kimse onun gibi anlatamayacak, adalet'i kimse onun kadar savunamayacak, askerlerin havalarının altından görgüsüzlüğü kimse böyle kazıyamayacak. Kızgınım, çünkü Perihan Mağden'i okuyunca ancak deşarj oluyordum.
Ece Temelkuran'ın başı göğe ermiştir umarım. Ama kaç kişi kendisini artık daha fazla okuyordur merak ediyorum.

0 Yorumlarz:

Yorum Gönder

<< Home