Liberal Konsey

10.17.2005

Sende liberal-demokratsın alper

Alpercim açıkçası ben senin yazdıklarını okurken sıkılıyorum...Hele bu son yazı da isyan bayrağını çektim artık...Belki yeterince derin olmadığım içindir,yada belki aramızda bir "thought-clash" varsa kaybettiğim içindir..Bilimiyorum,affet...Kısa ve özlü biçimde şöyle açıklayarak bu bahse noktayı koyayım...Şu Nozickien dil lafını kullandığıma pişman oldum,orada ben Nozick'in "anarcy,state and utopia'da kullandığı üslubu kullanıyorsun demek istemiştim...hayır,sen bunu klasik bir hadisede de yapıyorsun,mesela o gün benim çardakta hakan ile DT üzerine tartışırken de,yahut herhangi biri "şu fakirler için bişey yapmak lazım..." babında bişeyler dediği zaman da "fakirlik nisbi bir kavramdır..." diye başlıyarak ayni filozofikasyon-argümantasyon üzerinden konuşuyorsun.filozofike bir üslup diyelim,Nozick'in dilini hep anımsatır bana,ama o tabii onunki kabul edersin ki epey profesyoneldi,bol referanslıydı ve zaman zaman da soyut modellemeler üzerinden gidiyordu...Gol atmak için söylemiyorum(çünkü sen böyle algılıyorsun benimse öyle bir kaygım yok) Nozick sonradan hem o kitapta kurduğu çerçeveyi hemde o mantıksal-dili terketti...Ama yine sınırlı-devlet düşüncesini terketmedi,devletçi olmadı,mülkiyet ve piyasa üzerinde "cebir yetkisi" olmalıdır demedi...çerçevesini sıkı ve kapalı kurduğunu belirtti,ana ilkeler konusunda farklı düşünmediğini ama kurduğu modelin dar ve dolayısıyla "eksik kalmaya mahkum" olduğunu belirtti,çok sınırlı açıklamalar yaptı zaten bu eserinden sonra...Yani Nozick ile belirttiğim o,öyle kafamda seni bişeyin temsilcisi falan görmüyorum...Aslında benim görüşüm senin söylediklerinden sonra tam tersiydi,Doğan'a karşı yazdığın ve özellikle "piyasa" konusunda ona katıldığın ve kendi tabirinle klasik-liberalizm eleştirisi yaptığın yazıda ben sana aynen katıldığımı belirtmiştim...Ve senin o yazıda zaten o manada püritenizmin eleştirisini yaptığını belirtmiştim...Evet doğru kelime belki püritenizm...Liberteryenlik değil,çünkü bende politik ideal olarak liberteryen ideallere inanıyorum..hatta onlara anarşist idealler desek daha doğru..Devlet denilen aygıt ultra-minimal seviyeye çekilebilmeli ama ben radikalizmden yana değilim yani öyle bir hükümet gelse,bir günde bunu yapsa,çekingen bakarım...Mesela yarın tüm Devlet tiyatroları,opera,bale v.b kuruluşlar kapatılsa,noluyo derim...Sonra püriten bakışa göre un fabrikaları ve tiyatrolar,üniversiteler aynıdır...ikiside piyasada kar için çalışırlar,biri un satar biri sanat ve bilim...Hatta LDP'nin kültür,sanat ve eğitim alanında "sıfır vergi,bedava arazi" uygulamasıda aslında bu anlamda liberal teoriye aykırı öyle değil mi? Ben un fabrikatörüyyüm mesela "niye böyle kardeşim,haksızlık-adaletsizlik bu,ben vergi veriyorum,arazi için para ödedim,suçumuz un imal etmek mi" valla,adam tutarlı ve teorik olarak haklıdır...Sonra eğitim bütünüyle özelleştirilmeli ama fakir çocuklarına ilk 8 yıl bedava olmalı...Niçin? "Ben elalemin çocuğu okusun diye mi çalışıyorum kardeşim,babasının ahmaklığını ben mi çekeceğim,nasıl okursa okusun" Bu adamın dediği yanlış mı?son derece tutarlı ve teorik olarak haklı..Hastaneler de öyle,fakirler için bir sistem olacak "Niye benim vergim başka kişilere transfer ediliyor,onun hastane masraflarını ben mi vereceğim,soygun bu,yasal soygun" bu konuda da adam sonuna kadar haklı...Bu adamlara nasıl haksız diyeceksin?Felsefi-dışı öncül sebeblere dayanarak,ilk durum haline dair başka spekülasyonlar yaparak...ama neyse,son yazdıklarımı geri alayım,sen şimdi "ben yazmadan benim diyeceklerimi söylüyorsun,bu şu açıdan v.s..." diye filozofik-explanationlar yaparsın,geri alıyorum..İstediğini yaz alpercim..

Kısacası,o doğan'a cevap yazısında sen anti-püriten bir bakışa sahiptin,yani bu benim yorumum,doğan'ında yorumu...Onunla da konuştuk,aslında sen püritenizmin tam bir müdafii değilsin...ben kafanın karışık olduğunu düşünüyorum,dolayısıyla "püriten olmamak" zaten benim kriterim...liberal-demokrat olmak benim uydurduğum birşey değil...püriten olmayan,bazı noktalarda istisna koyabilen kişi zaten bir nevi liberal-demokrattır...onunda seviyeleri tartışılır tabii...zaten benim kavrayışımda liberalizm gevşek-ideolojidir bir meta-ideolojidir onun içinde liberal-demokrasi şu ana kadar mümkün olabilmiş en güzel rejimdir..Bana göre öyle,ana geleneğe yani klasik geleneğe baktığımda da ben hep bunu görüyorum...liberalizm politik değerler sistemine ilişkin,temel ilkelere ilişkin birşeydir...ben böyle anlıyorum,rawls da sol-liberal falan değildir,basbaya klasik liberaldir...tamamen o geleneğin argümanlarını yürütmüştür...şu an aklıma geldi,şöyle bir yorum yapılabilir liberalizm,özgürlükçülüğün(ki bununda ingilizcesi libertariandır,mesela fiilen bunu savunan aktivistlere falan civil or political-libertarian denir)makul ve mümkün şekilde bir siyasal-sosyal model olarak tasarımıdır...Yani şu an uydurdum...Mesela özgürlükçülük niçin uyuşturucu,porno v.s gibi konularda sınırlandırılsın...Taksim de kokain kafe niye açmayalım,talep var bunu iradesiyle isteyen insanlar var,kendilerine zarar vereceklerse kendilerini bağlar,hem "zarar" kavramına karşıysak niye sigara ve alkol serbest...haşhaş yasak tütün serbest...bunun mantıki bir açıklaması var mı...Bu nasıl özgürlükçü olmak? sonra erotizm serbest,pornografi yasak? niye...Tv'lerde öpüşme,sevişme sahneleri var,cinsel organ gözüktü mü..tüm dünyada yasak,ceza...niye? Sonra niye sokaklarda çırılçıplak dolaşmak yasak? kamu düzeni anti-özgürlükçü bir kavram değil mi...bi de ters tarafı var...dükkanıma zencileri almıyorum kardeşim,bu benim mülkiyetim istediğimi yaparım,zencilerden hoşlanmıyorum,onlar bana göre geri bir ırk...niye bunu söyleyemiyorum,hani ifade özgürlüğü...

Herşey bir yana...Şunu açıkla alper,Niye tütün ve alkol serbest,ama yine onlar gibi marihuana,haşhaş,kenevir yasak? Niye? Bunun mantıki-teorik açıdan tutarlı bir açıklaması var mı? Gerçek bir özgürlükçü tüm yasakların kalkmasını savunur? Sonra kumarhaneler niye yasak?nasıl bakkal açılıyorsa kumarhanelerde açılabilmeli...öyle değil mi...nasıl bir özgürlükçü buna karşı çıkar...Hiçbir açıklama beni tatmin etmez..söylenecekleri biliyorum...ama bu 2500 yıldır olan yasakçıların bahanelerinden biridir..Söylenecek her istisna yasakçılığın bahanesidir...

Bu sorular üzerinden tartışalım birde...Benim kafam felsefeye basmıyor demekki,affet alpercim:)

0 Yorumlarz:

Yorum Gönder

<< Home