Liberal Konsey

10.16.2005

Popper'la ilgili bir anekdot

Popper'la ilgili bir olay, madem bu kadar geçiyor lafı.

Tutarlilik notu: Bir de Dogan, aslında melekler-Konstantinopolis olayini cagristirir bir sey yazmak istememistim. Sadece konuyu baglamak ve yazmama bir sebep bulmak icin ekledim o notu. Yoksa zaten gercek hayattan bahsediyoruz burada, aksi bir goruste degilim. :))

--------

'25 Ekim 1946 Cuma akşamı 20.30'da Cambridge Üniversitesi 'Moral Science Club' adlı filozoflar ve felsefe öğrencilerinden oluşan tartışma grubu King's College'da normal toplantılarından birini yapıyordu. Başkan Profesör Ludwig Wittgenstein da o akşam orada idi ve o günlerin en şöhretli filozofu Bertrand Russell da hazır idi. O gecenin misafir konuşmacısı Dr. Karl Popper o günlerde LSE adlı şöhretli okula mantık ve bilim metodolojisi hocası olarak atanmıştı. Hitler'den kaçıp yıllarını Yeni Zelanda'da geçiren Popper 'Açık Toplum ve Düşmanları' adlı eseri bir totaliteryen yaklaşıma karşı çıkmış ve İngiltere'de epey ün kazanmıştı. Hayranları arasında Bertrand Russell da vardı.O gece bu üç ünlü filozofun, Russel, Popper ve Wittgenstein'ın bir arada bulunduğu tek andı, bir daha bir araya gelmediler. O gece Wittgenstein ile Popper arasında acımasız bir felsefi tartışma geçti. Popper, 'felsefi problemler diye bir şey var mı?' sorusuna 'evet' diye cevap veren bir konuşma yapmıştı. Wittgenstein ise farklı bir görüşte idi. Filozofların basit bilmeceler (puzzles) çözmekle vakit geçirdiğini düşünüyor ve felsefi problemler olduğu tezini kabul etmiyordu. Uzun tartışmalardan sonra son derece heyecanlı bir son on dakika geçirildi. O on dakikada neler olduğu konusu bugün bile son derece heyecanlı bir şekilde tartışılıyor. Popper 1974 yılında yayınladığı 'Unended Quest' adlı otobiyografisinde kendi ifadesine göre o gece birkaç felsefi problem örneği vermişti. Wittgenstein da bunların tümüne karşı çıkmış, kendince tezi çürütmüştü. Popper Wittgenstein'ın o tartışmalar esnasında odayı ısıtan şömineyi karıştırmak için kullanılan demir aygıtı (poker deniyor) kor haline gelmiş durumda iken elinde sinirli bir şekilde salladığını aktarıyordu. Wittgenstein demiri sanki bir orkestra şefinin çubuğu gibi kullanarak ve sallayarak argümanlarını kor halindeki demir ile destekliyordu. Sonra tartışma etik konusuna geldi. Wittgenstein filozofların etik konusunda söyleyecek pek fazla bir şeyleri olmadığını düşünüyor ve sessiz kalmalarını tavsiye ediyordu. Popper'ı kendisine bir etik kural örneği vermesi için tahrik etti. O da şöyle bir söz söyledi: 'Misafir konuşmacıları demir çubuk ile tehdit etmemek!' Wittgenstein bu duruma çok sinirleniyor ve elindeki çubuğu yere atarak, kapıyı da çarparak, odadan çıkıp gidiyordu! Bu filozofların hepsi öldü. Popper 1994 yılında vefat ettiğinde, o son on dakikada neler olduğu konusu London Times Literary Supplement'de inanılmaz tartışmalara, kitaplar ve makalelere yol açtı. Popper otobiyografisinde o gecenin gerçeklerini tahrif etmekle suçlandı. Wittgenstein tarafını tutan ve o gece de orada bulunanlardan biri olan Profesör Peter Geach, Popper'in anılarındaki anlatımın baştan sona kadar saptırılmış ve basit gerçeklerde bile yanlış olduğunu iddia etti. O gece o odada bulunan tam 30 kişi vardı. Bunlardan üçte biri kadarı da hala sağ galiba! Ancak tezler ve olanlar konusundaki tartışma hala devam etmekte!

0 Yorumlarz:

Yorum Gönder

<< Home