Liberal Konsey

11.15.2005

Yedek Subay emeklisinden

Bilemiyorum o kişinin yerini tutar mıyım Doğan, ama benim de içimden yazmak geldi.
Şemdinli olayları gerçekten son derece nahoş. Dun okuduğum bir yerde bombalanan “Umut kitabevi’" nin sahibinin de eski bir PKK hükümlüsü olduğu yazıyordu. PKK’nın söylemlerinin temelinde kendilerinin askerle savaştığı, sivillere ise danışıklı biçimde askerin zarar verdiği fakat PKK zarar veriyormuş gibi süslediği var. Bu tezin doğru olmadığı tevatüren belli, neticede Türkiye’de askerlik profesyonel değil ve bu tür bir sırrı 3-5 operasyon saklasanız bile 21 yıl saklayamazsınız. Ama demek ki bazen psikopat tiplere bu şeyler de yaptırılıyormuş. Bunun ortaya çıkmasına en çok PKK sevinmiştir eminim.
Bilmeyenler için tekrar söylemiş olayım. Jandarma içerisinde askerlik yapmıştım ve bizim birlikte de doğu’da uzun zaman görev yapmış insanlar vardı. Oraya giden bir çok kişi mücadele psikolojisiyle oldukça değişiyor. Dağ komandoluğu yapmış bir tanesi artık kafayı o kadar sıyırmış ki, Ankarada evinin balkonundayken, sokaktan gürültüyle aygaz tüp kamyonu geçtiğinde "yat yat yat" yerde siper alıyormuş. Çok düzgün bir insan olan bir astsubayla konuşurken bana mesela askerin elinde kimlerin PKK’lı olduğuna dair sokak sokak ev ev listeler olmasına rağmen elleri kolları bağlı bir şey yapamadan oturduklarından yakınmış ve keşke diye başlayan cümlelerle PKK’lıları çaktırmadan bir bir temizleyen bir özel sistem olsa, sonra kaybolsa gibi şeyler de temenni etmekteydi. Ben de mecburen “Sizi ikna eden şeyi mahkeme niye kabul etmesin, etmiyorsa siz de kesin biliyor olamazsınız.” gibi bir hukuk savunmasına girmiştim. Bu tip zanlar tabii güven ilişkisine dayalı istihbari bilgilerle oluşuyor, ve mahkemede bunları kullanmanın imkanı olmadığı için askerler, özellikle iç güvenlikten sorumlu jandarmalar, içleri içlerini yiyerek oturuyorlar. Ama kimileri temenni olarak kalmasın diye düşünüyor işte. Bir başka arkadaş da anlatmıştı. Yapılan operasyon ve yakalananlar ilgili generale telsizle bildiriliyor, telsizden gelen cevap "Yakaladıklarınız operasyonda ancak ölü ele geçirilebildi değil mi evladım, ölü değil mi. Hah, neyse artık; demek çatışma çok zor oldu."
Gelgelelim Şemdinli'ye. Orduda bir aracın göreve çıkması çok standart bir işlem. Görev kağıdı isminde bir kağıda “araç komutanının” (araçta bulunacak en yüksek rütbeli şahıs her kimse o) adı yazılır, araç birimin kendi bölgesindeyse ve gündüzse en az bölük komutanı ile tabur komutanının ya da vekillerinin imza atması gereklidir. Merak ettiğim birinci şey neden araçtan çıkan görev kağıdında alay komutanının, yani daha yüksek rütbedeki bir kişinin imzası vardır.
Merak ettiğim ikinci şey Org. Yaşar Büyükanıt’ın oradaki astsubayı nereden tanıdığıdır? Büyükanıt siyasilerin de anlam veremediği demecinde oradaki jandarma astsubayını tanıdığını, kendisinin yanında görev yaptığını ve suç işleyecek nitelikte birisi olmadığını söylemiştir. Oysa Jandarma, askeri bir polistir ve KKK gibi genelkurmaya değil içişlerine bağlıdır, Jandarma kışlaları ile KK kışlaları ayrıdır ve harbiyeden jandarma çıkan jandarma olarak devam eder, karacı çıkan karacı devam eder; arada bir geçişlilik veya birlikte görev yapma durumu yoktur. Yani Yaşar Büyükanıt’ın bir Deniz K. ya da Hava K. astsubayını tanıyor olması, ya da “Evet, çevik kuvvetteki falanca polis memurunu tanıyorum, benim yanımda görev yapmıştı” demesi de bundan farklı bir durum değil; çünkü Cumhurbaşkanından önce ortak bir komutana bile bağlanmayan iki ayrı idari birim bunlar. Bu durumda ben merak ediyorum doğal olarak, sekreterleri, özel kalemi bile en az albay (alay komutanı rütbesi) olan bir orgeneral düz bir jandarma astsubayını nereden tanıyor? Vardır belki mantıklı bir açıklaması, mesela geçmişte Jandarma ile KK arasında ortak yapılmış bir operasyon falan. Ama farz edelim öyle bir şey vardı da burada bu astsubay bu kadar dikkat çekti de, Büyükanıt bile tanıdı ve böyle bir suçüstü olayda bütün basına karşı düz bir astsubayı savunmak istiyor. Nerdenmiş bu tanışıklık, merak konusu.
Oglum, forumda yazi yazmamis olup senin authentic Shakespearean Ingilizceni anlayacak, ya da Clooney hayrani olmasindan oturu hatirlayacak kimse yok ki? Var mi yoksa?

0 Yorumlarz:

Yorum Gönder

<< Home